Tayfun Kahraman: Silivri çok soğuk, 3 gün ceketimle uyudum
Seyahat Davası’ndan 18 yıl hapis cezasına çarptırılan ve tutuklanmadan önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sarsıntı Riski İdaresi ve Kentsel Güzelleştirme Dairesi Başkanı olarak görev yapan şehir planlama uzmanı Tayfun Kahraman, halen Silivri Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.
TİP’ten milletvekili seçilmelerine rağmen tahliye edilmeyen Avukatlar Can Atalay ve Hakan Altınay ile 20 metrekarelik odayı paylaşan Kahraman, “İlk üç günü giydiğim takım elbise ve gömlekle mahkemede geçirdim. Ceketi bile çıkarmadım çünkü Silivri gerçekten çıkardı.”Bu süre zarfında İzmir’deki ailem Meriç ve Vera’nın neler hissettiğini, neler yaptığını düşündüm” dedi.
‘BU ŞEY KARŞISINDA ÇOK İYİMSERİM’
T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun sorularını yanıtlayan Kahraman, “Açıkçası bu kadar hukuksuz ve delilsiz yürütülen bu davada daha önce beraat kararı verilmiş olması ve tüm argümanların ortaya konulması nedeniyle tutuklama kararı çıkmasını beklemiyordum. “Bu kez hükümet tarafından 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne götürüldüğümde davaya denetimli serbestlik şartıyla devam edilmek istendiği kanaatindeydim ancak bu durum karşısında fazla iyimserdim. kötülük” dedi.
‘VERA’YA NE SÖYLEMEM GEREKİYOR?’
Kararı dinlemek için salona girildiğinde içeride çok sayıda sivil polisin bulunmasında bir yanlışlık olduğunu ve hakkında yakalama kararı çıkabileceğini ifade eden Kahraman, şunları kaydetti: Aklıma Meriç’i arayıp benden haber almak geldi, ben de bankta durup onu aradım. Basında yaygın olarak kullanılan fotoğrafın karar anında telefonda sesimi duyurmaya çalışıyordum. ‘Saçmalama Tayfun!’ dedi. ‘Vera’ya ne söyleyeyim?’ söylemeye devam etti.
Silivri Cezaevi’ne götürmek için bizi beklettikleri adliyede Meriç ve Vera ile vedalaştık. Vera’nın hiçbir şeyi olmadığı için saç tokasını çıkarıp bana veren Meriç’e her şeyimi verdim. “Bu şekilde vedalaştık, bunun bir kısmı medyaya da yansıdı” dedi.
‘Beni en çok üzen VERA’nın tokasını almalarıydı’
Tayfun Kahraman cezaevinde geçirdiği ilk geceyi şöyle anlattı:
“Daha önce hiç cezaevine girmemiş biri olarak cezaevi kapısına girdiğimde neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Kapıdan girer girmez hissettiğim ilk şey çok soğuk bir yere, hatta bir yere girdiğim oldu. üşümenizi sağlayacak şekilde tasarlandı. Görevli Yale mezunu olduğunu söylediğinde memurun “Orası çok ünlü bir üniversite değil mi?” sorusu hepimizi gülümsetti. Kayıt sonrası cezaevi kimlik kartlarımızı aldık ve yönlendirildik. Üst araması yaparak koğuşa götürdüler. Vera’nın tokasını aldılar. Birkaç saat sonra alelacele karakoldan çıkarken Meriç’in elime verdiği tokayı bırakmam çok zor oldu. Nitekim o toka Meriç’e iade edildi. görüldüğü ilk gün ve bunu geri almanın onun için çok zor olduğunu biliyorum.
Koğuş kapısı açılıp içeri girdiğimde ilk gördüğüm şey plastik bir masa, üst üste dizilmiş üç şilte ve üç plastik sandalyeydi. Sadece duvarlar, parmaklıklı pencereler ve lavabonun yanındaki plastik su şişesine doldurulan bu eşyalar ve sıvı sabun vardı. Bu ilk görüntü, kapıdan girer girmez hapsedilmenin ne demek olduğunu yüzüme çarptı. Koğuşa girdiğimizde saat epey geç olmuştu… Şilteleri demir yatakların üzerine serip hızla yattık. Mahkemede ilk üç günümü giydiğim takım elbise ve gömleği giyerek geçirdim. Grup elbisemle uyudum ve Silivri çok soğuk olduğundan ceketimi bile çıkarmadım. Bu süre zarfında İzmir’deki ailem Meriç ve Vera’nın neler hissettiğini, neler yaptığını düşündüm. Böyle bir durumda insan, içinde bulunduğu durumdan ziyade öncelikle kendisini ve dışarıda bıraktığı sevdiklerini ve onların nasıl hissettiğini düşünür. Çok üzgün olduklarını biliyordum ve kalmanın çok zor olacağını hissettim. sevdiklerimden uzaktayım. Aslında burada bulunduğum süre boyunca en çok hissettiğim duygu özlemdi.”
‘SEÇİM TAM BİR HAYAL KIRIKLIĞI SONUCU OLDU’
Kahraman, seçim sonuçlarına ilişkin de şunları söyledi: “Basitçe ifade edersem; Tam bir hayal kırıklığıydı. Seçim sürecinde birçok hata yapıldı, hatta kaybetme ihtimali kazanma ihtimalinden düşükken seçim kaybedildi. Dolayısıyla sadece ben değil, ülkemizin yarısından fazlası hayal kırıklığına uğradı. Buradan takip edebildiğim kadarıyla bu hayal kırıklığı büyük bir tepkiyi de beraberinde getirdi ve seçmen haklı olarak muhalefet cephesinde köklü bir değişiklik bekliyor ve talep ediyor.”
‘YÜKSEK MAHKEME’NİN HUKUK LEHİNDE BİR KARAR VERMESİNİ UMARIM’
Hukuka aykırı delillerle suç yokken suç olduğunu gösteren mahkeme kararları karşısında Yargıtay’ın hukuk lehine karar vermesini umduğunu belirten Kahraman, “Bunca hukuksuzluktan sonra tek umudumuz kaldı. sol.”
‘EN GÜZEL ZAMAN 10 DAKİKA TELEFON GÖRÜŞMESİ VE BİR SAAT AİLE İLETİŞİMİDİR’
“Sahip olduğum en iyi zaman, haftada 10 dakikalık telefon görüşmeleri ve bir saatlik aile toplantılarıydı. Ayda bir kez bu görüşler açılır ve ailenize, sevdiklerinize bir saatliğine de olsa sarılabilirsiniz. Haftada bir kez tüm özlemlerimi gidermeye çalışmak, çoğunlukla da cam arkasından, gerçekten çok zor. “Burada hissettiğim en ağır duygu hasret, özellikle aileme olan özlemim” diyen Kahraman, “Elbette kimse hapishaneyi yaşamak istemez. Ama burada da rutine ve koşullara ayak uydurmayı başarıyorsunuz” diye konuştu. dedi.(KAYNAK)